Hürriyet-Ekonomi

Hürriyet

6 Ocak 2013 Pazar

İki küçük hikaye.......(Müzisyenler için)

Birinci Hikaye.......

Telefonun mesaj zili çalar....
KADIN telefonuna uzanır ve mesajı okur......
''Yarın akşam 19:30 da X otelin restoranında ol....Güzel ve şık giyin..Sonra gece senden istenen en iyi performansını göster..Not; Ödeme iş bitince ''
''Oki'' diye cevaplar KADIN mesajı.....

Gardrobunu açar ,giyeceği kıyafetine karar verip şimdiden hazırlar......

Ertesi gün söylenen saatte otelin restoranında olur...
Karşılıklı yenilen yemekteki sohbet ve muhabbetten sonra gecenin ilerleyen saatlerinde odaya çıkar....
Ondan istenileni sevse de ,sevmese de elinden gelen en iyi performans ile yerine getirir.....

Her şey bittiğinde ADAM , aldığı keyfin, zevkin sarhoşluğu ile bir müddet yatakta uzanır , dinlenir ve sonra giyinip oradan ayrılır....

KADIN biraz daha odada kalır.....
Oda servisini arar, bir duble viski ister......
Viskisi gelir .....
KADIN viskisini yudumlarken kapı çalar.....
Kapıyı açar , karşısında ona mesajı atan kişi elinde bir ZARF ile durmaktadır....
Zarfı uzatır , ''Güzel bir geceydi '' der..
KADIN teşekkür eder ...
Kapıyı kapattıktan sonra ZARFI açar, içindeki PARAYI sayıp çantasına koyar ve yorgun bir şekilde evinin yolunu tutar.......

***************************************************************************************************************************************************************

İkinci hikaye.....

Telefonun mesaj zili çalar....
ADAM telefonuna uzanır ve mesajı okur......

''Yarın akşamüstü saat 16:30 da soundchek yapıyoruz ,Sahne saatimiz 21:30 , sahnede şık olalım arkadaşlar,mümkünse her kes SİYAH giyinsin...Sizlerden en iyi performanslarınızı bekliyoruz Not:Ödeme konser bitince (Genelde bu not olmuyor artık) ''
''Oki'' diye cevaplar ADAM mesajı....

Gardrobunu açar , temiz ve şık olan SİYAH Te-Shirt ya da Gömleği var mı diye bakar.....

Ertesi gün söylenen saatte soundcheck te olur .....
Soundcheck bitiminden sonra KONSERE kadar vaktini sohbet muhabbetle geçirir....
KONSER saati geldiğinde sahneye çıkar , SOLİSTİN ondan istediği müziği sevse de , sevmese de elinden gelen en iyi performans ile yerine getirir....

KONSER bittiğinde SOLİST aldığı çılgınca alkışların ve sevginin getirdiği zevk sarhoşluğu ile sahneden iner...Kuliste ona hazırlanan odasına çekilip bir müddet dinlenir, sonra sevenleri ile kısa bir sohbetten sonra giyinip oradan ayrılır....

ADAM biraz daha orada kalır...
Kuliste kalmış olan viskiden kendisine bir duble koyar...
Viskisini yudumlarken ona mesajı atan menejer ya da yardımcısı yanına yaklaşıp elindeki ZARFI uzatır ve ''Güzel bir geceydi'' der....
ADAM teşekkür eder ve ZARFI açıp içindeki PARAYI sayarak dikkatlice cüzdanına yerleştirir...
Bardağın dibinde kalan son yudumu da içtikten sonra yorgun bir şekilde evinin yolunu tutar......



Tüm Müzisyenlere SEVGİLERİM ile........


C.Baltepe
6/Ocak/2013




7 yorum:

  1. Ses ışık firma sahibinin telefonu çalar,telefondaki ses yarın konser olacağını bildirir ekibinin ve malzemenin hazır olmasını en iyi ekibi,en iyi sistemin kurulmasını ister ve telefonu kapatır.
    Patron çalışanlarına iletir.Yarın 16.30a kadar sistemin en güzel şekilde kurulmasını ister.Nihayet sistem güzel bir şekilde tüm zorluklara rağmen kurulur ve soundchek yapılır.Akşam konser saatine kadar nereye oturabiliriz, ne zaman ve ne yemek yeriz diye düşünürek konserin başlamasını bekler.
    Konser başlar teknik ekip müziği sevsede sevmesede elinden gelen herşeyi yaparak konserin sorunsuz bir şekilde bitmesini sağlar. Solist orkestrasına bol bol eşekkür eder sahneden iner ve dasına çekilir. Solistin kendisine teşekkür etmesinden mutlu olan orkestra mutlu mutlu kulisine çekilir ve menejerden gelecek zarfı viskilerini yudumlayarak beklemeye başlar. Viskiler yudumlanırken kapı aralanır ve menejer elinde zarflarla odaya girer ve tekrar teşekkür ederek dağıtır. Zarflerı alan herkes evinin yolunu ve sıcak yatağına doğru yola çıkar.
    Teknik ekip sahnede üzerindeki malzemeleri hızlı hızlı toplamakla meşguldür.Ne kadar hızlı toplanırsa evlere o kadar güneş doğmadan önce gitme şansları vardır. Eve erken varmak menejerin dağıttığı zarflardan çok daha anlamlıdır. Tabikii Onlarada zarf gelse ayrı bir mutluluk kazandıracağı gerçektir ancak gerçek değildir..Malzeme toplanır yorgun,uykusuz ve aç bir şekilde evin yolu tutulur.

    Herkeze sevgilerimle;

    Emre BAYINDIR

    06/01/2013

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel bir Cevap oldu bu Emre'cim....Böylece sektörümüzün durumu daha açıkça ortaya çıktı....Benim üçlemeye sizin sektörü de eklediğimiz zaman ortaya ilginç bir dörtleme çıkıyor....Ve gerçek olarak baktığımızda bu seninki ile birlikte üç hikayedeki dörtlemede mutlu olan sadece iki kişi var....
      Solist/Müşteri----Menejer/Aracı.......Bizler de Müzisyen/Fahişe---Ses-ışık/Oda ve Yatak oluyoruz...... Acı ama gerçek......

      Sil
  2. Abi akil vermek haddime degil ama, menejere bagirin gerekirse uzerine yuruyun, bakin bidaha yapiyolarmi, vallahi ben boyleyim artik, ne kufurler ettim, super saygi gordum, kacda tane meneceri incittim ve saygi gordum, valla devir boyle abi, menejer sarkici tanimiyorum ben, veriyorum ayari,kim kasinirsa abi, korkutucan bunlari gerekirse dovecen abi, o zaman saygiyi goruyosun, ama asil gercek katilirmisiniz bilmem, ben bunlara kizmiyorum. Asil suclu 2000 yilindan sonra diger sehirlerden tasi topragi altin mantigiya istanbula gelip, sagdan soldan enstruman bulup, istanbuldaki kendi hemserileriyle ekip olup piyasayi bok eden zavalli hikat garibi (biz yeri geldi bunlara yardim ettik evet malesef uzulerek soyluyorum aramizda para birlestirip saz aldik bunlara hay almaz olaydik haram olsun ! ) , ezik ve yeneteksiz, evet altini ciziyorum yeteneksiz, cunku yetenekli insan daha duyarli olur normal insanlara gore, bunlar malesef ne oldugu belli olmayan zatlar ve bok etti bunlar piyasayi hakikat budur abicim, bunlari su an alip cuvula koyup uzaya yollarsin abicim, ve o zaman gor bak sayginlik geri gelir, baska yolu yok, bunlar bitirdi piyasayi, kendine saygi duymayan muzisyene kim saygi duyar?!, adamin ici bos abi biliyo kendini aslinda , fare gibi davranarak yirtmaya calisiyo bunlar 3,5 liraya, yoksa sarkici menejer mis geyik bi bagirisin susar kalir, sokarim korumasina sikarim beynine olur biter,evet ruhsatli silahim da var, aynen oyle abicim, beni boyle yapan sonucuna katlanir, ben boyle mutluyum kimse karsimda duramaz, uzerim, bunu boyle biline ,simdi bu kadar korkutucu laflarimdan sonra bu psikoloji ile muzik yapicam dimi amk.. agizimi bozdugum icin ozur diliyerek huzurununuzdan cekiliyorum Cengiz hocam. sevgiler saygilar.

    YanıtlaSil
  3. Ah bir de ismini yazsaydın da kim olduğunu bilseydim :) Benim burada anlatmak istediğim, Menejer, Solist falan değil aslında..O senin dediklerinle işler yürümez...Huzursuzluk ile müzik yapılmaz , en azından benim tarzım 35 yıldır böyle olmadı...Bu tip sürtüşmelerle , ve o ortamlarda da olmamak için azami gayret gösterdim bu güne kadar..Ama maalesef genel yapı ve sistem böyle.......Benim anlatmak istediğim , sisteme genel bir bakış ve benzerlik ;-) ...Onlardan görülecek saygı vs de değil...Saygı , saygı duymayı bilenlerden beklenir...O da buralarda çok fazla yok zaten... :)

    YanıtlaSil
  4. Anlatılmak istenen iki konu, amacına ulaşamamış onlarca problem ve her zamanki gibi tek sonuç..

    Öncelikle Cengiz Baltepe deyimi ile 'ÇALGICI' adı altında geçen herkes bir solistten daha değerlidir. Solist tamamen kendine verilmiş yetenek üzerine birşeyler katmış, çalgıcı ise birşeyler katarak yetenekli olmuştur. Ayrıca enstrümanı konuşturmakta normal konuşmaktan oldukca zor. Bu demek değildirki, bir solist enstrüman çalamaz. Bu demektir ki, bir çalgıcıda en az bir solist kadar değerlidir. Bunun farkında olalım istedim..

    Bu durum ülkemizdeki müzisyenlerin seviyesine baktığımızda, mankenlerin çoğunun eline bir mikrofon aldığı, futbolcuların bile zaman zaman şarkı söylediği, ses yarışmalarında bile büyük torpillerin döndüğü gerçeğini apaçık ortaya koymaktadır aslında.

    ...
    Evet çoğu insanın anlamadığı halde yabancı müzik dinlemeleri bir gerçek. Hiçbir zaman yadırgamadım, anlamaya çalıştım. Müziğin ve piyasanın kaliteside burda suyun üstüne çıkmakta.

    Bir müzik kursu için servet istenen bir ülkede yaşıyoruz. Buda sadece parası olanların bu işi yaptığını gösteriyor. Asgari ücretin 739 TL olduğu bir ülkede 400-500-600 ve fazlası isteyen kurslar var. Bunun sonucudur, zevksiz çalınan parçalar.. Kalitesiz müzisyenler.. Piyasanın çivisinin çıkması.. İstisnalar var tabi arada.. Bir sene boyunca okula götürmüş olduğu harçlıklarını biriktirip evden ekmek arası götürenleride var, bunlarıda gördük..

    Gerçekten isteyenler yapmış olsalardı bu işi müzisyenlik ruhunu kazanır, çok iyi müzisyen olmasalardı bile kişilikleri oturur, adam olurlardı. Ben öyle küfür etmekten falan geçtim. Gerçekten istediğin bir yolda sevişirsinde, çocukta yaparsın..

    ..
    Ancak ne yol yola benziyor, ne de seviştiğin kişiler tadmin ediyor öyle birşey işte bendeki..

    Konu; birlik ve beraberlik içinde kısa film veya daha değişik bir şekilde insanlara lanse ettirilebilir ya da bir kenara çekilerek gençlerin yok olurken atmış olduğu çığlıkların arasında kayboluşlarını izleyebiliriz. Kolay şeyler değiller hiçbirisi.. Zaten insanların adının geçtiği hiçbirşey kolay olmazki..

    Sürçü lisan ettiysek affola..
    Saygılarımla,
    İnsanları Sevmiyorum.. ,)

    YanıtlaSil
  5. Cengiz abi selamlar. Kimse menajerlere laf atmasın. Onlarda değil, "sanatçı" ya da "ünlü kişi"lerde bitiyor olay. Müzisyenlerini korumayan, onlara değer vermeyen "ünlü kişi" aslında müzikten anlamayan rol yapan kişidir. Müzik, müzisyensiz yapılmaz. Müziği yapan müzisyen, keyifli, ihytiyaçları ve istekleri karşılanmış olmalıdır ki müzik sanatçıya(ya da ünlü kişiye), oradan da dinleyenlere geçsin... Ondan sonrası çorap söküğü. Saygılarımla - İsmini vermek istemeyen bir dinleyici :)

    YanıtlaSil
  6. Bu bir zincirdir Sevgili ismini vermeyen dinleyici..... :))))) Burada şarkıcı ya da Sanatçı denilen kişi Parayı veren MÜŞTERİ dir , Menejer ise o Müşteriyle bizlerin arasındaki köprüdür , Yani hikayedeki PEZEVENK tir kaba tabiriyle ki iki taraflı oynamak zorundadır her zaman, Hem müşterisini memnun etmeli , hem de müşterisini memnun edecek diğer elindeki malzemeyi hoş tutmalıdır ki aradan PARASINI kazansın....Bizlerin de bu şartlar altındaki net karşılığı FAHİŞE dir....Burada aslında bir serzeniş yok.....Sadece bu iki farklı gibi gözüken ama aslında işleyiş olarak çok benzer olan bir şeyi anlatıyorum....Detaylarına girmedim hikayede ki Detaylarda neredeyse birebir örtüşüyor...... Ne yapalım , bizim işimiz de bu......Benzerlik ACI ama GERÇEK........ ;-)

    YanıtlaSil