Hürriyet-Ekonomi

Hürriyet

25 Haziran 2010 Cuma

Sabrın sonu nereye varacak....

Bazı atasözleri ne kadar doğrudur...

Kendimi bildim bileli buna takılmıştır aklım... Mesela ''Görünen köy kılavuz istemez. '' ya da ''Açık yaraya tuz ekilmez '' ya da ''Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar '' gibi uzar gider ....

Memlekette olanlar artık KILAVUZ istemiyor... 
Yara da açık, üstüne devamlı TUZ serpiliyor.....
Bakıyoruz her gün ANALAR AĞLIYOR, gerisi yalan dolan, boş laflarla çene tüketiyor...

Birde SABIR TAŞI var vatanını, toprağını seven insanımızda.... Çatladı çatlayacak.....Ellerinde tutuyorlar sıkıca, çatlatmamak için uğraşıyorlar....Hani vardır ya onlada ilgili bir ata sözümüz,
''SABRIN SONU SELAMETTİR'' ..... İşte bunun yüzü suyu hürmetine  sıkıca tutuyorlar SABIR TAŞLARINI, Çatlatmamak için.... 
Nereye kadar? .... İşte bu sorunun cevabını artık kimse bilmiyor...Ne sokaktaki insan,  Ne ağlayan ANALAR, BABALAR, KARDEŞLER, EŞLER, ÇOCUKLAR.... Nede ANKARA.....
Garip bir yola çıktık memleketçe, ucunda ne var, ne yok kimse bilmez...

Bu yazıyı yazarken ELAZIĞDA  iki ateş arasında kalan 70 Yaşında ŞERİFE TEYZE nin ardından gözyaşları dökülüyor, iki mehmetçik için ailesi yas tutmaya, ağıtlar söylemeye  başladı bile..
Sabah TV lerini açanlar gene aynı boş laflarla güne başlayacaklar... Bakın bir atasözü daha geldi aklıma şimdi ''Lafla peynir gemisi yürümez.''

Nereye kadar?  Artık bu sorunun cevabı kesin ve net olarak verilmeli İnsanlara... 
Yoksa o sıkıca sarıldıkları sabır taşları kayıp düşecek ellerinden, parçalanacak...Ve o parçalar şarapnel gibi yerlerini bulacak.....

C.Baltepe


22 Haziran 2010 Salı

Cesaretin bittiği yer....

Bulutların üzerinde uçarken hiç esareti düşündünüzmü?..  Oysaki insanın kendini en özgür hissedebileceği yerlerden biridir bulutların üstünde uçmak...
Doğal olarak sizde esaretin ''e'' sini bile aklınıza getirmemişsinizdir...
İçinizden şöyle dediğinizi duyar gibiyim '' İnsan kendini özgür hissettiği bir yerde nasıl  esareti düşünebilirki ? ''
Doğru..... Düşünemez ... Korkmadığı sürece...
Ya korkarsa, bir an bile olsa....
İşte o an ESARET başlamış demektir...

Cesaretin bittiği yerde başlar ESARET....Önce biraz, sonra biraz daha fazla ve ......


Aslında çok basit... CESARET: Atın baş harfini, işte size ESARET.....
Her zaman, istisnasız....


Yaşamlarımızın bir parçası haline geldi Esaret...Artık hiç bir şeyin üstüne CESARET ile gidemez olduk, Korkularımız, Kaygılarımız arttıkça  ESARETE teslim olduk... Yada CESARETİMİZ den bir harf attık...


Sabah kalkıp çayımızı içerken, TV de haberleri seyrederken, İşe giderken, Araba kullanırken, Sokakta yürürken, Kendi aramızda konuşurken, Sosyal platformlarda olayları tartışırken, Memleketi kurtarırken ne kadar CESURUZ oysa ki...
Mangalda kül bırakmayız, Asarız, Keseriz, Kovarız......


Yetkili ağızlar her daim çıkar ,
''Şunun , bunun üstüne CESARETLE , KARARLILIKLA gideceğiz'' derler...
Sonra ne olur ?
''SON DAKİKA:  TERÖRİST SALDIRIDA 8 ASKERİMİZ ŞEHİT OLDU, 14 YARALIMIZ VAR ''  ya da,
''SON DAKİKA : BİLMEM NE KURULUŞU KREDİ NOTUMUZU - YE İNDİRDİ, DOLAR YÜKSELDİ, BORSA DÜŞTÜ ''  ya da,
'' SON DAKİKA : BİLMEM NE ÜLKESİNİN BAŞBAKANI , TÜRKLER ŞUNU,BUNU KABUL ETMELİ , AKSİ TAKDİRDE vs vs vs..''


Her şey değişiyor artık...Kavramlar birbirine girmeye başladı , içiçe geçip mutasyona uğradılar.. Dürüstlüğün bile tanımı değişti, Kaypaklık güne uymak oldu, dün söylenenler ertesi gün inkar edildi  ya da ''DÜN DÜNDÜR ,BU GÜN DE BU GÜN'' denildi....


Tüm bunlarla birlikte Tarihimizdeki en büyük erdemlerden biri olan CESARETİ de ESARET olarak değiştirdik....Kolayca, sadece bir harf atarak.... ''C''    


C.Baltepe



Çocuk ve umut....(HAKAN BEŞER'ime..)

Bir umut kaydı çocuğun ellerinden.. Yere düştü , paramparça oldu...

Bir adam geldi çocuğun yanına...
Sevgisini uzattı onun minicik ellerine...

''Al, yapıştır umutlarını '' dedi...

Çocuk kafasını kaldırdı, dikkatle baktı adamın gözlerindeki derinliğe...
İnanmak istedi ama , azıcık yaşamışlığı ile inanamadı bir türlü adamın sözlerine...

''Nasıl olacak amca'' dedi, '' Paramparça olmuş, görmüyormusun ?''

''Al, korkma'' dedi adam.....

Tedirginlikle uzattı minicik ellerini adama, korkarak aldı sevgiyi avuçlarına....
Birden avuçları ısındı, sonrada içi sıcacık oldu...
Gözleri parladı...

Paramparçalıkların yapıştığını gördü, elini uzattı yere düşen umudu aldı,
gömleğinin cebine koydu.....

Adama baktı tekrar,
gözlerinin içine , derinlere ...
Sordu hayretle ;   '' Bu nasıl oldu Amca? '' ....

Adam gülümsedi...
Sadece  gülümsedi.....

C.B

Sigara üzerine küçük bir kelam....

Önce bir tık sesi, sonra çakmağımdan çıkan adeta  dansöz misali bir alev....
Baktım bir müddet o aleve, ne kadar da ritimsiz oynaşıyor diye düşündüm....
Sigaramın ucuna doğru götürdüm alevi...
Kaçmak istercesine oynaşıyordu hala.....


Kızardı Sigaramın ucu.... sonra gri bir bulut... O da ritimsiz oynaşıyordu....
Sözleşmiş gibimiydi bunlar ne ?


Derin bir nefes çektim ... Hapsettim o oynak, şırfıntı dumanı ciğerlerimde...

Bekledim...

Bıraktım sonra yavaş yavaş içimden onu özgürlüğüne...
Tükenmişti duman, yorgundu, oynaşmıyordu artık...
Hatta rengi dahi solmuştu....
Varla yok arasında çıktı , önce ciğerlerimden, sonra dudaklarımın arasından...

Artık özgürdü...Ama hali kalmamıştı oynaşmaya, ritimsizce dans etmeye...

Karıştı havaya çaresizce... Odamın içinde yokoldu...
Kokusu kaldı sadece, kendisi gitti kokusu kaldı....

İçimden mırıldandım küçük bir sesle, belli belirsiz...

Sigaramın dumanı, yoktur yarin imanı.....


C.B