Hürriyet-Ekonomi

Hürriyet

25 Temmuz 2013 Perşembe

Dönekler ve Kaypaklara selam olsun....

Birileri vardır, TV-SİNEMA dünyasında....
Yaptıkları işler bir şeye benzemez artık, Reytingleri düşer, Kimse dikkate almaz onları....
Çaktırmadan ,ufaktan çöküş yaşamaya başlarlar...
Zaten sevilen insanlar değillerdir.....

Sonra 31 Mayıs olur ve başka birileri bir anda bir şeylere isyan eder....
Normal insanlardır onlar....
Gençler, Hayatına karışılmasından sıkılanlar, Özgürlükçü ruhlar....
Bir bakarsın bu normal ve Ünlü olmayan insanların sayıları milyonları bulur.....
Hızla, çılgın bir nehir gibi çoşkunca akmaya ve güçleri artmaya başlar.....
Meydanlar o insanlarla dolup taşar....
Zulüm görürler, Her gün hakaret işitirler ,Coplanırlar, Dayak yerler, Tutuklanırlar, Sakat kalırlar ve hatta Ölürler.....
Bir anda tüm dikkatler bu olaylara ve milyonların isyanına odaklanır.....
İşte o zaman bu yok olmaya yüz tutmuş, akıllı olduğunu zanneden bir takım kişiler çıkar hemen ortaya.....
Zira Bir Pasta vardır ortada kocaman......
''Aman'' derler, bu pastadan biz de bir kaç dilim atalım ağzımıza....
O beş para etmez işleriyle yok olmanın eşiğine gelmiş , kendini yenileyemeyen Ünlü ESKİLERİ hemen bir plan yaparlar acil sevilmek ve gündeme gelmek için......

Bir tanesi BEŞİKTAŞ'ta TOMA nın önüne atar kendini, Yolu keser, slogan atar....
Dikkatleri çekmiştir...
Zaten sevilmeyen biri olduğunu bildiği için bu dikkat ve sevgi ona yeter de artar bile....
Evine gittiğinde ellerini oğuşturarak bu olaydan nasıl bir avanta yaptığını düşünür....

Bir diğeri de izleyici ve takipçilerini etkilemek için başlar atıp tutmaya...
Programları zaten gittikçe ivme kaybeden, yıllardır garip garip bağırmalar ve nidalardan başka bir şey üretemeyen bir arkadaştır kendisi....
Anlaşılmaz cümleler ve  kelimeler kullandığında Akıllı görüneceğini zannedecek kadar Aptaldır aslında.....
O da gaza gelir ve Pastaya girişir....

Evet !
Tamamdır....
Milyonlar onlar için ''Adamsın'' , ''Adamın dibisin'' ''İşte Sanatçı (!) dediğin böyle olmalı'' gibi  düşünceler içinde olduğunda bu Şöhret Eskileri, daha doğrusu Eskimeye yüz tutmuş Ünlüler daha da bir keyiflenirler...
Planlara başlarlar...
Yeni sezon, yeni programlar, yeni filimler , yeni diziler, Reklamlar, seslendirmeler...
Gelecek Dolarların hesapları yapılmaya başlanır....

Fakat sonra birden bir şey olur.....
Birileri bu Köylü kurnazlarını keşfeder ...
İşlerine yarayacağını düşünürler ve operasyon başlar....

İşin kabası olarak şöyle bir yaklaşım muhtemeldir....
'' Arkadaşlar, bakın bu işten rant çıkarmaya çalışıyorsunuz, o pastadan siz de sebeplenmeye çalışıyorsunuz ama  ufak bir ameliyatla MİDENİZİ sökeriz ve bir daha hayatınız boyunca pasta yiyemezsiniz'' diye aldıkları bir uyarı ile , zaten gerçek hayatlarında son derece KORKAK, KAYPAK ve MADDİYATÇI olan bu Ünlü Eskileri bir anda 360 derece dönüş yaparlar , hatta doyamazlar 360 dereceyi 5 ile çarpıp işi semazene bağlarlar....

Biri gider ÖZÜR diler , el etek öper , diğeri kendi yaptıklarını, düşüncelerini yalanlar ve bu işten yırtmaya çalışır (merak ediyorum aradan geçmiş 2,5 ay ...Bu sürede bu arkadaş PATANGONYA'da mahsur muymuş?)......

Bu arada bizlere de ACINACAK iki ZAVALLI örneğini sunarlar.....
(Ben o ikisi hakkında yıllardır hep aynı düşünürdüm zaten , beni yakın tanıyanlar bilir).....
Sevindiğim nokta MASKELERİNİN düşüp diğer insanlarında bunu görmesi.......
Neyse , Bu arkadaşlara bundan sonraki yapacakları işlerde başarılar ve bol kazanç dilemekten başka bir şey söylemeye gerek yok...
Ama şunu da hatırlatmadan geçemeyeceğim ;
Çok fena çuvalladınız Beyler.....
Hedeflediğiniz kitle artık hiç olmayacak ve geri dönüşü olmayan bir şekilde başka bir boyuta geçtiniz.....
Ha ! Bizim umurumuzda mı ?
Kendi adıma ; TAKSİMDEN AŞŞAA KASIMPAŞA ....

Küçük bir Not : M.Ali Alabora , seni hep severdim ve yanılmadığım için mutluyum.....


C.Baltepe
25/07/2013...

21 Haziran 2013 Cuma

Muhalefet partilerine çağrı ;

Muhalefet Partilerine iki lakırdım var;

Öncelikle daha aktif, daha üretken, daha köşeye sıkıştırıcı siyaset yapmalısınız.....
Boş , kabul edilmeyen Önergelerle vakit kaybediyorsunuz.....
İlk yapmanız gereken şey Halkın güvenini sağlamak...
Bunun yollarından biri Meclis çatısı altında edindiğiniz ayrıcalıklardan vazgeçmektir....
Bu ayrıcalıklarınızı bir kenara bırakmadığınızda hiç bir zaman Sokakla gerçek anlamda bütünleşemezsiniz, inandırıcılığınız olmaz...
İkinci yapmanız gereken şey geçmiş husumetleri bir kenara bırakıp onaylamadığınız hükümet, sistem ve gidişat için omuz omuza olmanız..
Zira asıl mevzu yaşadığımız bu toprak.....
Açık ve Net tavır koyamadığınız sürece ne Sokağın desteğini alabilirsiniz, ne de yapmaya çalıştığınız muhalefetin sonucunu.....
Kaba tabirle sadece KENDİ ÇÖPLÜĞÜNDE ÖTEN HOROZ misali gurup toplantılarınızda velvele yaparsınız...
Ve emin olun ki bu hiç bir işe yaramıyor....
Yaramadığını da bu güne kadar siz dahil hepimiz gördük , görüyoruz...

Çağ değişti, Tabi buna paralel olarak Siyasette , başkaldırı yöntemleri de değişime uğruyor Dünya'da..
Bunun en güzel örneğini 31 Mayıs sabahından beri görüyorsunuz....
Sokak farklı artık....
1980 öncesi gibi değil...
Ve siz bu eskide kalmış siyaset mantığınızla buna ayak uyduramıyorsunuz..
Bu memlekette Genç nesil yepyeni bir direniş, protesto ve sisteme karşı duruş sergiledi...
Siz ! Muhalefet partileri..
Bu nesle ayak uydurmanız lazım artık....
Bunu da kendi içinizdeki genç nesil ile yapabilirsiniz...
Bakın biz 1980 öncesini yaşayanlar olarak genç nesli hayranlıkla izliyoruz...
Onlara fikren ve eylemsel olarak uyum sağlamak için de elimizden geleni yapıyoruz...
Çünkü onlar barışçı ve Demokratik başkaldırı şeklini keşfettiler....
Zamanında bizim neslin yaptığı gibi silahlı veya silahsız şiddete yönelmediler, gördükleri şiddete kat be kat fazlasıyla cevap vermediler....
Hal böyle olunca her gün birbirlerine daha çok bağlandılar, daha birleştiler, aynı pencereden bakmayı öğrendiler...
Ve bize de öğrettiler.....
Bir takım kirli amaçlara hizmet edenlerin tuzaklarına düşmediler, umarım düşmezler de...
Değişim şart artık....
Sizin de bu değişim içindeki enerjiye entegre olmanız şart olmuştur.....
Yoksa değişen sistemin potası içinde hepiniz eriyip yok olacaksınız.....

Muhalefete Son sözüm ; Tavır alabilmen için bir Tavrın olmalı , o Tavır artık sokakta var , gerisi size kalmış........

C.Baltepe 
21/Haziran/2013

16 Haziran 2013 Pazar

EMNİYET ÖRGÜTÜ DİSİPLİN TÜZÜĞÜ ihlalleri......

Ufak bir araştırma yaptım…..
Tespit ettiğim EMNİYET ÖRGÜTÜ DİSİPLİN TÜZÜĞÜNE  aykırı davranışları tanımlayan madde ve cezalarını aşağıda sunuyorum……

EMNİYET ÖRGÜTÜ DİSİPLİN TÜZÜĞÜ
Disiplin Cezalarını Gerektiren Eylem, İşlem, Tutum ve Davranışlar
Madde 4- Kınama cezasını gerektiren eylem, işlem, tutum ve davranışlar şunlardır:
12- (Ek: 26.7.1983 - 83/6883 K.) Demirbaş silahı yerine, kişisel silahıyla göreve çıkmak.
(Eli sopalı sivil giyimli polisler, İzmir’de sabitlenmiştir)

Aylık Kesimi:
Madde 5- Aylık kesimi cezasını gerektiren eylem, işlem, tutum ve davranışlar şunlardır:

3- (Değişik: 16/2/1998 - 98/10653 K.) Emniyet Hizmetleri Sınıfı Mensupları Kıyafet Yönetmeliğine aykırı biçimde giyinmek, eksik kuşamla göreve çıkmak, görev yeri kol araması ve sicil numarasını takmamak.
(Eli sopalı sivil giyimli polisler, İzmir’de sabitlenmiştir ,Çeşitli illerde Görünmesi gereken KASK numaralarının kamuflajı)
7- İş sahiplerine veya halka karşı onur kırıcı söz söylemek veya davranışta bulunmak,
(Göstericilere karşı yapılan çeşitli davranışlarda gerek  ifade gerekse görüntülerle sabitlenmiştir.)
 
Kısa Süreli Durdurma
Madde 6- (Değişik: 26.7.1983 - 83/6883 K.)Kısa süreli durdurma cezasını gerektiren eylem, işlem, tutum ve davranışlar şunlardır:
A) 4 ay süreli durdurma:
2- İş sahiplerine ya da herhangi bir nedenle Emniyet binalarına gelen ya da getirilenlere hakaret etmek,
(Gözaltına alınanların serbest bırakıldıktan sonra çeşitli ifadelerinde belirtilmiştir)

Uzun Süreli Durdurma:
Madde 7- (Değişik: 26.7.1983 - 83/6883 K.)Uzun süreli durdurma cezasını gerektiren eylem, işlem, tutum ve davranışlar şunlardır:

A) 12 ay süreli durdurma;
1- İş sahiplerini ya da herhangi bir nedenle Emniyet binalarına gelen ya da getirilenleri dövmek,
(Gözaltına alınanların serbest bırakıldıktan sonra çeşitli ifadelerinde belirtilmiştir)
5- (Ek: 28/5/1988 - 88/12992 K.) Kadın ve genç erkeklere söz atmak.
(Göstericilere karşı yapılan çeşitli davranışlarda gerek  ifade gerekse görüntülerle sabitlenmiştir.)

B) 16 Ay Süreli Durdurma;
1- Hizmet içinde resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak,

(Eli sopalı sivil giyimli polisler, İzmir’de sabitlenmiştir ,Çeşitli illerde bu tanıma uyan davranışlar gerek  İfade, gerekse görüntüler ile sabitlenmiştir)

Meslekten Çıkarma:
Madde 8- Meslekten çıkarma cezasını gerektiren eylem, işlem, tutum ve davranışlar şunlardır:
40- (Ek: 28/5/1988 - 88/12992 K.) Menşei belli olmayan, bulundurulması ve taşınması yasak olan her çeşit silah, mühimmat ve benzerlerini bulundurmak,
(İzmir’de ve bazı illerde SİVİL kıyafet ile ÇİVİLİ sopalar..Görüntülerle ve ifadelerle sabittir)

Ek Madde 6- (Ek: 16/2/1998 - 98/10653 K.)
Silahıyla dikkatsizlik, tedbirsizlik veya ihmal sonucu yaralamaya sebebiyet veren, kendisini yaralayan ya da bu fiillerin başkaları tarafından işlenmesine neden olan memura 10 ay kısa süreli durdurma cezası, silahıyla dikkatsizlik, tedbirsizlik veya ihmal sonucu ölüme sebebiyet veren ya da bu fiilin başkaları tarafından işlenmesine neden olan memura ise 24 ay uzun süreli durdurma cezası verilir. Ancak fiilin işleniş şekli, durumunun ağırlığı ya da zararın derecesine göre; 10 ay kısa süreli durdurma cezasını gerektiren halde 24 ay uzun süreli durdurma cezası, 24 ay uzun süreli durdurma cezasını gerektiren halde ise meslekten çıkarma cezası da verilebilir.
(Bunun açıklamasını bile yapmayacağım ..Sadece bir tek şey yazacağım …ETHEM SARISÜLÜK …..

İlgilileri göreve çağırıyorum......






C.Baltepe .......

1 Haziran 2013 Cumartesi

Kasımpaşalıya veda mektubumdur....

Aç biraz tarih oku Kasımpaşalı.....
100 yıl önce de Alevisi, Sünnisi, Kürdü, Türkü, Çerkesi, Lazı, Sarısı, Kırmızısı, Laciverdi, Siyahı, Beyazı birleşmişti....
Neden mi ?......
Memleket elden gidiyordu ya hani....
Ha şimdi diyeceksin ki ''O zaman ATATÜRK (Pardon sen ATATÜRK diyemiyorsun , sadece Mustafa Kemal diyebiliyorsun...) vardı, şimdi yok... Ne halt edeceksiniz, bir şey yapamazsınız..''...
İşte orada yanılıyorsun Kasımpaşalı....
Bu arada Kasımpaşalı diyorum, aman kusura bakma....
Hani senin ATATÜRK diyemediğin gibi ben de sana SAYIN da diyemiyorum , BAŞBAKANIM da... Zira sen benim için ne ''SAYIN'' sın, ne de ''BAŞBAKANIM''sın o da ayrı bir konu....
Neyse hiç olmazsa ben yürekli bir biçimde neyi neden söylemediğimi açıkça ifade ediyorum....
İsmin de çok uzun , onun için Kasımpaşalı daha uygun gibi geldi bana...
Gelelim yanıldığın konuya, ya da konulara....
İnsanları aşağılayarak,ötekileştirerek,bölmeye çalışarak,baskı ve tehdit unsurlarını kullanarak,Görsel ve Yazılı basını bastırarak istediklerini yapacağını zannetmiştin ...
Hatta bunun teyidini dünkü konuşmanda da, ''Boşuna uğraşmayın oraya karar verildi ve yapılacak'' ifadenle sabitlemiştin....
Ama bir şeyi unuttun Kasımpaşalı...
Belki de Kendini bu topraklara ait hissetmediğinden dolayı , ya da kökünden dolayı , orasını bilemem..... İçinde şu olgu oluşmadı hiç....
Toprağı koruma, vatanı koruma, ezilmişliğe , baskıya başkaldırı olgusu , ve son damara basıldığında bu topraklardaki çeşitliliğin nasıl da çığ gibi birleşip büyüyerek akacağını hiç düşünmedin sanırım...
İşte bu gün , yani 31 Mayıs 2013 tarihinde bunu hepimizin , tüm dünyanın gördüğü gibi sanırım sen de görüyorsun....
Sana bundan sonraki yaşamında kolaylıklar dilerim Kasımpaşalı...


C.Baltepe
31/05/2013
(Bu gün benim doğum günüm , umarım TÜRKİYE'nin de yeniden doğuşunun başlangıcı olan bir gün olur)

12 Nisan 2013 Cuma

YAZIKLAR OLSUN !!!


Türkiye Müzik Ödülleri.....

Oturduk TV başına ailecek izliyoruz....
Ödüllerden birini vermek üzere Bülent ERSOY geldi sahneye,
Her zamanki abartılı kıyafet ve gereksiz kibar, zorlama konuşma tarzı ile....

Ödül En iyi Proje ödülüydü ( Ne demekse? ) ....

Velhasıl ödül Orhan GENCEBAY'a gitti , sahneye davet edildi Orhan GENCEBAY , geldi ve ödülü takdim edildi.....
Tam o esnada Bülent ERSOY , Orhan GENCEBAY'ın konuşmasını beklemeden saygıyla müsaade istedi ve sahneden apar topar ayrıldı...
Anlam veremedik önce , neden ? dedik ailecek.....

Nedenini , yeni insan türü olarak bu aralar millete sunulan , yakında da bir şekilde dayatılacak olan AKİL ADAMLARDAN Orhan GENCEBAY'ın o Haysiyetten uzak, Onursuzca, Birilerinin dayatması ile zorlama bir şekilde çalışılıp, bu geceyi fırsat bilerek ilk PROPAGANDAVARİ konuşmasında anladık.....

Hani o beğenmediğimiz, bazen Tİ ye aldığımız, bazen kızdığımız, aşağıladığımız Bülent ERSOY var ya....
İşte o Bülent ERSOY , bu AŞAĞILIK, ONURSUZ, HAYSİYETSİZ, ZORLAMA konuşma sırasında sahnede olmak istememiş anlaşılan....
Kim bilir , belki dayanamayıp laf söyleyecekti, belki de kızacaktı...
Bilemem.....
Ama orada , o anda, o konuşma sırasında olmak istemedi....
Söyleyecek tek lafım var.....
Bülent ERSOY ,
HELAL OLSUN ........

Orhan GENCEBAY'a da bir çift lafım var.....
Hemde onun kendi şarkılarından biriyle......

YAZIKLAR OLSUN !!!


C.Baltepe
12/Nisan/2013

6 Ocak 2013 Pazar

İki küçük hikaye.......(Müzisyenler için)

Birinci Hikaye.......

Telefonun mesaj zili çalar....
KADIN telefonuna uzanır ve mesajı okur......
''Yarın akşam 19:30 da X otelin restoranında ol....Güzel ve şık giyin..Sonra gece senden istenen en iyi performansını göster..Not; Ödeme iş bitince ''
''Oki'' diye cevaplar KADIN mesajı.....

Gardrobunu açar ,giyeceği kıyafetine karar verip şimdiden hazırlar......

Ertesi gün söylenen saatte otelin restoranında olur...
Karşılıklı yenilen yemekteki sohbet ve muhabbetten sonra gecenin ilerleyen saatlerinde odaya çıkar....
Ondan istenileni sevse de ,sevmese de elinden gelen en iyi performans ile yerine getirir.....

Her şey bittiğinde ADAM , aldığı keyfin, zevkin sarhoşluğu ile bir müddet yatakta uzanır , dinlenir ve sonra giyinip oradan ayrılır....

KADIN biraz daha odada kalır.....
Oda servisini arar, bir duble viski ister......
Viskisi gelir .....
KADIN viskisini yudumlarken kapı çalar.....
Kapıyı açar , karşısında ona mesajı atan kişi elinde bir ZARF ile durmaktadır....
Zarfı uzatır , ''Güzel bir geceydi '' der..
KADIN teşekkür eder ...
Kapıyı kapattıktan sonra ZARFI açar, içindeki PARAYI sayıp çantasına koyar ve yorgun bir şekilde evinin yolunu tutar.......

***************************************************************************************************************************************************************

İkinci hikaye.....

Telefonun mesaj zili çalar....
ADAM telefonuna uzanır ve mesajı okur......

''Yarın akşamüstü saat 16:30 da soundchek yapıyoruz ,Sahne saatimiz 21:30 , sahnede şık olalım arkadaşlar,mümkünse her kes SİYAH giyinsin...Sizlerden en iyi performanslarınızı bekliyoruz Not:Ödeme konser bitince (Genelde bu not olmuyor artık) ''
''Oki'' diye cevaplar ADAM mesajı....

Gardrobunu açar , temiz ve şık olan SİYAH Te-Shirt ya da Gömleği var mı diye bakar.....

Ertesi gün söylenen saatte soundcheck te olur .....
Soundcheck bitiminden sonra KONSERE kadar vaktini sohbet muhabbetle geçirir....
KONSER saati geldiğinde sahneye çıkar , SOLİSTİN ondan istediği müziği sevse de , sevmese de elinden gelen en iyi performans ile yerine getirir....

KONSER bittiğinde SOLİST aldığı çılgınca alkışların ve sevginin getirdiği zevk sarhoşluğu ile sahneden iner...Kuliste ona hazırlanan odasına çekilip bir müddet dinlenir, sonra sevenleri ile kısa bir sohbetten sonra giyinip oradan ayrılır....

ADAM biraz daha orada kalır...
Kuliste kalmış olan viskiden kendisine bir duble koyar...
Viskisini yudumlarken ona mesajı atan menejer ya da yardımcısı yanına yaklaşıp elindeki ZARFI uzatır ve ''Güzel bir geceydi'' der....
ADAM teşekkür eder ve ZARFI açıp içindeki PARAYI sayarak dikkatlice cüzdanına yerleştirir...
Bardağın dibinde kalan son yudumu da içtikten sonra yorgun bir şekilde evinin yolunu tutar......



Tüm Müzisyenlere SEVGİLERİM ile........


C.Baltepe
6/Ocak/2013